42 gece. Hollanda, İngiltere, İrlanda, Fransa, Guernsey, İspanya , Portekiz, İtalya, Malta, Yunanistan, Karadağ, Hırvatistan, Slovenya

Yapım aşamasındaki harita

1. Gün

london (tower bridge),uk

Kalkış: 17:00

2. Gün

ijmuiden (amsterdam)

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

3. Gün

Denizde

4. Gün

newhaven (edinburgh), scotland, united kingdom

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

5. Gün

aberdeen, scotland

Varış: 05:00 - Kalkış: 17:00

6. Gün

lerwick/shetland, scotland

Varış: 07:00 - Kalkış: 16:00

7. Gün

isle of skye(portree)scotlnd

Varış: 09:00 - Kalkış: 17:00

8. Gün

belfast, northern ireland

Varış: 10:00 - Kalkış: 19:00

9. Gün

dun laoghaire - ireland

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

10. Gün

Denizde

11-12 Günü

paris (le havre), france

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

13. Gün

st. peter port, channel isl

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

14. Gün

Denizde

15-16 Günü

bordeaux, france

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

17. Gün

bilbao, spain

Varış: 10:00 - Kalkış: 18:00

18. Gün

gijon

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

19. Gün

la coruna, spain

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

20. Gün

leixoes/oporto (portugal)

Varış: 08:00 - Kalkış: 17:00

21. Gün

lisbon, portugal

Varış: 07:00 - Kalkış: 15:00

22. Gün

seville, spain

Varış: 12:00 - Kalkış: 20:00

23. Gün

malaga, spain

Varış: 08:00 - Kalkış: 20:00

24. Gün

cartagena, spain

Varış: 10:00 - Kalkış: 18:00

25. Gün

palma de mallorca, spain

Varış: 09:00 - Kalkış: 18:00

26. Gün

barcelona, spain

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

27. Gün

provence(marseille), france

Varış: 07:00 - Kalkış: 16:00

28. Gün

cinque terre (la spezia), italy

Varış: 09:00 - Kalkış: 21:00

29. Gün

ajaccio, corsica

Varış: 10:00 - Kalkış: 18:00

30. Gün

cagliari, sardinia, italy

Varış: 11:30 - Kalkış: 19:30

31. Gün

sicily (palermo),italy

Varış: 10:30 - Kalkış: 19:00

32. Gün

naples

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

33. Gün

Civitavecchia (Rome), italy

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

34. Gün

naples/capri, italy

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

35. Gün

messina, italy

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

36. Gün

valletta, malta

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

37. Gün

crotone (calabria)

Varış: 09:00 - Kalkış: 19:00

38. Gün

corfu, greece

Varış: 08:00 - Kalkış: 18:00

39. Gün

kotor, montenegro

Varış: 08:00 - Kalkış: 18:00

40. Gün

dubrovnik, croatia

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

41. Gün

zadar, croatia

Varış: 10:00 - Kalkış: 19:00

42. Gün

koper, slovenia

Varış: 09:00 - Kalkış: 18:00

43. Gün

venice, italy

Varış: 07:00

1. Gün

london (tower bridge),uk

Kalkış: 17:00

Tüm Avrupa başkentleri arasında, Londra seyahat severlerin hayal gücünde en derin yaşayanıdır. Londra'yı var olduğunu bilmeden önce özümsüyoruz ve nihayet şehre yaklaştığımızda, bizi hayal kırıklığına uğratmıyor. Kırmızı çift katlı otobüsler, Buckingham'daki polisler ve duygusuz muhafızlar, Westminster Abbey ve daha önce duyduğumuz gibi tanıdık gelen Big Ben'in notaları var. Bu şeyleri memnuniyetle görüyoruz. Ancak şaşırtacak çok şey var. Londra sevimli değil. Londra bir müze değil, her ne kadar tüm zamanınızı birinden diğerine geçerek harcayabilse de. Bu, trafik sıkışıklığı, dükkanlar ve şaşırtıcı bir uluslararası nüfusu olan büyük bir kent. Chaucer'ın mezarından Mayflower'ın kaptanının içki içtiği bara, Londra'nın en çok fotoğraflanan yerlerinden biri olan Piccadilly Circus'a kadar neredeyse bin yıllık tarihli birçok anıtı ziyaret edin. Ancak, yoğun tiyatroları, uluslararası mutfakları, politik gösterileri, en son müzik ve modayı, punkları ve soyluları ve aradaki herkesi içeren çağdaş Londra'yı kaçırmayın. 1777'de yazar Samuel Johnson, bir adamın Londra'dan sıkıldığında, hayattan sıkıldığını söyledi ve bu ifade hala geçerli. Londra'da her gün farklı bir deneyim yaşanıyor.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

2. Gün

ijmuiden (amsterdam)

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

4. Gün

newhaven (edinburgh), scotland, united kingdom

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Ortaçağ İskoçya Krallığı'nın başkenti olan Edinburgh, kuzey Avrupa'nın en güzel şehri olabilir. Hala İskoçya'nın özerk idari kurumlarının merkezi olan Edinburgh, ne çok modernleşmiş soğuk olmak ne de çok büyük olup çekici olmamak. Ortaçağa ait dar sokaklar etkileyici bir kale etrafında toplanırken, zarif 18. yüzyıl kasaba evleri yeşil parkların etrafında yer alır ve kültür gelişir. Şehrin tartışmasız merkezi olan Edinburgh Kalesi, kilometrelerce uzaktaki sokak köşelerinden görünür. 11. yüzyılda Kraliçe Margaret'in Şapeli, Edinburgh'daki en eski bina, kale duvarları içinde yer alır. Saraya doğru yürürken, Ortaçağ konutu olan Gladstone's Land ve Burns, Scott ve Stevenson'ın anılarını içeren 17. yüzyıl kasaba evi Lady Stair's House'u geçeceksiniz. Mil'in son turu, şehrin eski bölgesi, Halkın Hikayesi Müzesi'ni barındıran ve en tanınabilir simgelerinden biri olan Canongate Tolbooth'dir. Şehrin geniş bir görünümü için, Holyrood Park'ta bulunan uyuyan bir volkan olan Arthur's Seat'a çıkın. Calton Tepesi de Edinburgh'un güzel manzaralarını sunar. Ancak Edinburgh'da görülecek yerlerden daha fazlası var. Biraz kentsel hava için Stockbridge'e gidin, öğrenciler, kahve dükkanları ve iyi publarla dolu sevimli bir topluluk. Her Ağustos, şehir Edinburgh Uluslararası Festivali'ni kutlar, en iyi müzik, tiyatro, opera ve dansın üç haftası. Binlerce kültür meraklısı ziyaretçi burada toplanır ve şehir onları mutlu etmek için elinden geleni yapar.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

5. Gün

aberdeen, scotland

Varış: 05:00 - Kalkış: 17:00

Aberdeen, İskoçya'nın üçüncü en kalabalık şehri olup Aberdeen Uluslararası Gençlik Festivali'ne ev sahipliği yapmaktadır. Bu önemli uluslararası etkinlik, en yetenekli genç performans sanatları şirketlerini çekmektedir. ANA TURİSTİK ATRAKSİYONLAR - Aberdeen Sanat Galerisi. Aberdeen Sanat Galerisi, zarif bir mermer ve granit ana salonu olan bir Viktorya binasında yer almaktadır. - Aberdeen Denizcilik Müzesi. İskoç Turizm Kurulu tarafından beş yıldızlı olarak değerlendirilen bu müze, Aberdeen'in denizle olan ilişkisini, balıkçılıktan ticarete ve Kuzey Denizi petrolüne kadar anlatmaktadır. - Granit Mimarlık. Aberdeen'in granit binaları, güzel ve mimari açıdan önemli binalarla birlikte Britanya'nın en çok kutlanan şehir manzaralarından birini oluşturmaktadır. - Aberdeen Plajı. Plaj, bir uçta resim gibi Footdee'den iki mil kuzeydeki Don Nehri'nin ağzına kadar uzanır. Nadiren güneşlenmek için yeterince sıcak olmasa da ve Kuzey Denizi yıl boyunca soğuk olsa da, koşu yapmak veya canlandırıcı bir yürüyüş yapmak için harika bir yerdir. Sörfçüler ve rüzgar sörfçüleri de sıklıkla orada bulunur. - Eski Aberdeen. Şehrin en sevimli kısmı ve Aberdeen Üniversitesi'nin King's College Kampüsü'nün bulunduğu yer. - Kış Bahçeleri. David Welch Kış Bahçeleri, İskoçya'nın en popüler bahçelerinden biri ve Avrupa'nın en büyük kapalı bahçelerinden biridir. Çeşitli cam evlerden oluşan bu bahçeler, birçokları nadir olan geniş bir tropikal ve egzotik bitki çeşitliliğine ev sahipliği yapmaktadır. - The Tolbooth Müzesi. Müze, suç ve ceza üzerine ilginç sergilerin yanı sıra şehrin tarihini de anlatmaktadır.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

6. Gün

lerwick/shetland, scotland

Varış: 07:00 - Kalkış: 16:00

7. Gün

isle of skye(portree)scotlnd

Varış: 09:00 - Kalkış: 17:00

Portree, Skye Adası'nın ana kasabası, hareketli bir liman ve canlı bir kültür merkezidir. Doğal limanı etrafına kurulmuş ve yüksek arazi ve uçurumlarla çevrili olan kasaba, popüler bir turist tatil destinasyonudur ve liman hala balıkçı tekneleri ve eğlence amaçlı tekneler tarafından kullanılmaktadır. Mükemmel boş zaman tesisleri sunan Portree, bir yüzme havuzu, pony-trekking ve tekne turları ile bol miktarda alışveriş fırsatı sunar. Ayrıca, lüks otellerden pansiyonlara, B&B'lere, kendi kendine hizmet veren tesislere ve hostellere kadar çeşitli konaklama seçenekleri vardır. Yakında bir kamp alanı da bulunmaktadır. Portree ayrıca Skye'nin kültürel merkezidir ve ana cazibe merkezlerinden biri olan ödüllü Aros Merkezi, düzenli tiyatro, konserler ve film gösterimleri düzenler. Merkez ayrıca, Skye'nin tarihindeki dramı yakalayan bir sergi, nadir deniz kartallarının canlı ve kaydedilmiş görüntülerini içeren muhteşem bir RSPB sergisi ve Skye'nin inanılmaz manzaralarına dramatik bir hava görüntüsü sunan bir sesli-görsel sunum içerir. Kasaba, adanın geri kalanını keşfetmek için popüler bir başlangıç noktasıdır. Birçok ziyaretçi, bu vahşi alanın Storr'un Eski Adamı, Kilt Rock ve Quaraing'in gerçekten olağanüstü zirveleri gibi tuhaf ve aynı zamanda harika kaya oluşumlarıyla hakim olduğu kuzeydeki Trotternish Ridge'in muhteşem manzaralarına çekilir.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

8. Gün

belfast, northern ireland

Varış: 10:00 - Kalkış: 19:00

Bir zamanların savaş yaralarıyla dolu şehri Belfast, İrlanda'nın gizli hazinesi olarak gerçek durumuna kavuştu. Tüm cazibe merkezleri ve gece şehri olarak yeni keşfedilen ünü ile hareketli bir destinasyon haline geldi. Belfast Belediye Binası, şehri ziyaret ederken mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Şehrin kalbi olan Donegall meydanında yer alan bu Rönesans binasının iç kısmında güzel vitray pencereler ve Belfast tarihini tasvir eden duvar resimleri bulunmaktadır. Nehrin rıhtımlarında kocaman bir balığın meraklı heykelini görebilirsiniz. Arkasında Titanic Belfast yükseliyor. Titanic Belfast, geminin batışının 100. yıl dönümü anısına açılan etkileşimli bir cazibe merkezidir. Avrupa'nın en büyük sahil gelişimi olan modern Titanic Quarter'da yer almaktadır ve Belfast'a yeni bir kentsel bölge sağlayan konut, ticaret, turizm, eğitim ve perakende alanlarının fütüristik bir karışımıdır. Şehrin inkar edilemez çekiciliklerinden biri, Shankill Yolu üzerindeki siyasi duvar resimleri, 700'den fazla var ve bunlar şehrin acı dolu geçmişini yansıtıyor. Ancak Belfast kesinlikle geleceğe bakıyor. Şık barlar ve restoranların bol olduğu şehirde sıcak ve samimi insanlar sizi Belfast'a aşık edecek.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

9. Gün

dun laoghaire - ireland

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Dublin, birçok romanın mekanı olmuştur ve bu durum hiç de şaşırtıcı değildir çünkü yazılı geleneği 800 A.D. yılına, şimdi Trinity College'de sergilenen Kells Kitabı'na kadar uzanmaktadır. Bu koleji İrlanda'nın en eski üniversitesidir. Şehir, Joyce, Beckett, Yeats, Shawn ve Wilde gibi birçok edebi figürün doğum yeridir. Şehrin Georgian zarafeti, Dublin'e özgü kişiliğini veren ortaçağ ve modern mimariyle mükemmel bir şekilde harmanlanmıştır. Dublin'in bir kültür şehri olduğunu inkar etmek mümkün değildir; UNESCO, 2010 yılında İrlanda'nın başkentini edebiyat şehri olarak belirlemiştir. Kültür meraklıları, müzeler ve galeriler konusunda da seçeneklerle şımartılmıştır. İrlanda Ulusal Müzesi ve Ulusal Kütüphane'den Ulusal Galeri ve ABD başkanı JFK'nin 1963'te Ulusal Parlamento'ya hitap etmek için kullandığı kürsüyü içeren sevimli Dublin Küçük Müzesi'ne kadar, keşfedilecek çok şey vardır. Tabii ki 13. yüzyıla dayanan muhteşem Dublin Kalesi'ni de unutmamak gerekir. Bu şehrin en güzel yanı ise halkıdır. Dublinliler dost canlısı, sıcak, şaşırtıcı derecede dışa dönük ve esprilidir, özellikle birkaç pint Guinness içtikten sonra. 1000'den fazla pubında kolayca arkadaş edinirsiniz. Turistlerin bir pubda biraz zaman geçirmesi zorunlu olmalıdır çünkü bu, İrlanda'ya yapılan bir ziyaretin en unutulmaz deneyimlerinden biridir. Dublin aynı zamanda genç bir şehirdir, Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip olan şehirlerden biridir, nüfusunun yarısının 25 yaşın altında olduğuna inanılmaktadır. Bu durum, şehri canlı, dinamik, enerjik ve hırslı kılmıştır. Dublin, şık barlar, sofistike restoranlar ve canlı kulüplerle doludur, merkez noktası hareketli Temple Bar bölgesidir. Canlı müzik İrlanda'da bir dindir ve Dublin onun mekkasıdır. Şehrin canlı müzik sahnesi mükemmeldir ve dünyaya U2 ve Westlife'dan The Script ve Sinead O’Connor'a kadar bir dizi global müzik süperstarı sunmuştur. Günümüzde çok kültürlü olan bu şehre herkes hoş geldin, ancak dikkat edin, Dublin ve halkı o kadar karizmatik ve bulaşıcıdır ki, belki de hiç ayrılmak istemeyeceksiniz.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

11-12 Günü

paris (le havre), france

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Le Havre, Seine'nin ağzında, İngiliz Kanalı üzerinde, Fransa'nın Üst Normandiya bölgesinde bir liman kentidir. Le Havre, Fransızca'da "liman" anlamına gelir. Tarihsel olarak, Le Havre her zaman Paris'in limanı olmuştur, burada okyanus geçişli gemiler ve Seine üzerinden Paris'e giden sandallar arasında mal transferi yapılır. Le Havre, Normandiya Savaşı sırasında ağır bombardımana uğradı. Kentin yeniden inşası, August Perret tarafından takviyeli beton kullanılarak gerçekleştirildi. Bu proje, şehrin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenmesine yol açmıştır. Le Havre'da ziyaret edilmesi gereken en önemli yerler: St Joseph Kilisesi, Cathedrale Notre Dame, Maison de l'Armateur ve Fransa'nın en büyük meydanlarından birinde bulunan Belediye Binasıdır. Şehrin düzenini görmek için kuleye çıkmak mümkündür.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

13. Gün

st. peter port, channel isl

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

15-16 Günü

bordeaux, france

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Bordeaux, şarabın hala aktığı ve kiliselerin hala ayakta durduğu, heyecan verici ve genişleyen bir şehirdir. Cazip alışveriş pasajları ve 18. yüzyıldan kalma güzel nehir cepheleri, sokaklarını süslemektedir. Bu şehir, şarap severler için bir cennet ve romantik bir geçit için mükemmel bir seçim. Cathédrale St-André'nin belki de en dikkat çekici özelliği, onu çevreleyen çok çeşitli uçan payandalardır. Ana revağın sağında, bir dizi ince sütundan oluşan 16. yüzyıldan kalma bir payanda vardır. St-Michel Kilisesi'nin bitişiğinde, aynı derecede güzel, bağımsız duran çan kulesi, heybetli ve içi boş bir kabuktur. Gösterişli Gotik'in neyle ilgili olduğunu hiç merak ettiyseniz, bu yapılar bu tarzın eşsiz bir tanımını sağlar. Ayrıca Bordeaux'nun Romanesk temsilcisi, zengin süslemeli cephesiyle Ste-Croix Kilisesi de kaçırılmamalıdır. Ve tabii ki ücretsiz bölgesel şarap tadımı sunan Maison du Vin'i ziyaret etmeden Bordeaux'dan ayrılamazsınız. Şehir aynı zamanda, herkesin içindeki cambazı ortaya çıkarıyormuş gibi görünen, ipeksi kumlardan oluşan devasa bir dağ olan yüce, son derece keyifli Dune du Pilat'a da çarpıcı bir mesafede.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

17. Gün

bilbao, spain

Varış: 10:00 - Kalkış: 18:00

Bilbao, İspanya'nın kuzeyindeki Bask Bölgesi'ndeki Biskay'ın başkentidir. Şehir, bir gelgit nehri olan Nervión'un kıyısında yer almaktadır. Bilbao, 90'lara kadar Bask Bölgesi'nin ekonomik kalbi olan gri renkli büyük bir sanayi şehriydi. Ancak nehir kenarında yeni bir Guggenheim Müzesi'nin açılmasından bu yana, şehir gösterişli ve şık bir şehir haline geldi ve şu anda önemli bir turistik yer. Bilbao'yu haritaya koyan ana cazibe merkezi, Frank Gehry tarafından inşa edilen Guggenheim Müzesi idi ve şu anda İspanya'nın en çok ziyaret edilen cazibe merkezlerinden biri. Bina etkileyici ve müzenin dışında ve atriyumda çok ilginç heykeller var. Kalabalık ve renkli bir meydan olan Plaza Nueva ile Santiago Katedrali'nin merkezinde yer alan Bilbao'nun eski mahallesi oldukça derli topludur ve sokaklarında dolaşmak uzun sürmez. 1743 yılında Bilbaolu denizciler onuruna inşa edilen etkileyici San Nicolas kilisesi, Casco Viejo'nun girişinde duruyor. Bilbao'nun eski merkezinin tam kalbinde yer alan Bilbao katedrali, şehirdeki en eski kilise ve Biscay'deki ana Gotik yapıdır. Canlı ve heyecan verici Bilbao harika yemekleri, kültürü ve hareketli gece hayatıyla ünlüdür.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

18. Gün

gijon

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Rahat kıyafetler ve ayakkabılar. Bunlar, Doğal Cenneti keşfetmeyi amaçlayan gezginin bavulunda olması gereken iki temel eşyadır. Asturias öncelikle doğadır: ormanlar, plajlar, zirveler, uçurumlar, göller, nehirler, mağaralar... Size uygun rotaları seçin, zevklerinize uygun bir destinasyon belirleyin. Üçte birinden fazlası korunan bir bölgede bu zor olmayacak. İspanya'nın en iyi korunan sahil şeridi. Asturias, kıyı şeridini böyle tanıtıyor; sarp hatlara sahip balıkçı köyleri, vahşi uçurumların üzerine yerleştirilmiş deniz fenerleri, altın kumlu plajlar ve beyaz kumullar, geleneksel sanat limanları ve 400km'den fazla şaşırtıcı araziyi birbirine bağlayan dolambaçlı bir yol ile. Kendinizi Kantabria Denizi'nin ritmine bırakın, sağlam zeminin sakinliğinde ya da dalgalarının üzerindeyken. Balıkları ve deniz ürünleri, üretildikleri sulara bakarken tadıldığında farklı bir lezzet sunar. Zamanda yolculuk yapmak ister misiniz? Asturya kültürüne dokunun. Eski mağara resimlerinin izlerini takip edin, ataların castrolarında nasıl yaşadıklarını deneyimleyin, benzersiz Ön-Romanesk mimarisinin tadını çıkarın; Jura Müzesi'nde (MUJA) dinozorları araştırın ve izlerini takip etmeye başlayın; Güzel Sanatlar Müzesi'ni hayranlıkla izleyin, Aziz James Yolu'nu takip edin, Asturya gaydalarının sesi veya Campoamor tiyatrosundaki Opera sezonu tarafından büyülenmeye izin verin. Her mevsim sıcak bir kucaklama ile açılır. Beş duyunuzu da tetikte tutun. Asturias'ta, doyumsuz gastronomi gurmesine uygun bir mutfak yetiştirilir. Bu, yakın çevresinden toplanan malzemelerle, denizlerindeki balıklarla, yerli ırklardan elde edilen etlerle ve geleneksel tariflerle hazırlanan bir ürün bazlı mutfaktır; bu tarifler orijinal veya yeni trendlere uygun olarak gözden geçirilmiş versiyonlarda sunulabilir. Masadan eksik olmaması gereken şeylerden biri, yerel tarzın bir parçası olan peynir çeşitlerinden biri veya elma şarabıdır. Onları tatmaya başlayın.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

19. Gün

la coruna, spain

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Bu, yeşil peyzajların geniş bir bölgesi olan ve hala mistik ve büyülü bir cazibesi olan zengin Kelt ve Roma mirasına sahip olan İspanyol özerk topluluğu olan Galicia'nın bir parçasıdır. Bugün La Corunna modern bir şehirdir ve geleneksel tarım ve balıkçılık endüstrilerini moda ve tekstil gibi yeni başarılı endüstrilerle birleştirir. Atlantik Okyanusu'nun yanında yer alan A Coruña, tarihini eski balıkçılık ve ticaret limanıyla yakından bağlantılı tutan tarihi bir şehirdir. Eski Şehir'in bulunduğu yarımada aynı zamanda şehrin sembollerinden biri olan Hercules Kulesi'ni ve ilginç bir Romanesk sokaklar, meydanlar ve ortaçağ kiliseleri koleksiyonunu içerir.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

20. Gün

leixoes/oporto (portugal)

Varış: 08:00 - Kalkış: 17:00

Douro Nehri tarafından kesilmiş dramatik bir vadide yer alan Porto, binalarının güzelliği ve şarabının tatlı tadı ile bilinir. Şehrin merkezi, Praça General H. Delgado ve Praça da Liberdade tarafından çevrelenen geniş bir cadde olan Avenida dos Aliados'dur. Ancak, şehrin en çekici kısmı, Ribeira, nehir bölgesi ve bir Unesco Dünya Mirası Alanıdır, burada Avrupa'nın en zarif üç köprüsü uçurumu aşar. Yoğun Praça da Liberdade ve bitişik Avenida dos Aliados, kasabanın merkezini oluşturur, burada heykeller yoğun mozaik yürüyüş yollarının merkezinde durur. Yakınlarda, Porto'nun büyük katedrali yükselir, bu devasa, tahkim edilmiş Romanesk yapı, ağır granit temelleri, kalın duvarları ve küçük pencereleri ile kasvetli bir iç mekanı çevreler. Ribeira, nehir boyunca uzanır, harika bir iskele ile çevrilidir ve bu iskele dükkanlar ve restoranlarla doludur. Porto'nun en karakteristik anıtı olan süslü Torre dos Clérigos, 240 basamağının tepesinden şehrin panoramasını sunar. Porto'ya yapılan bir ziyaret, port şarabının depolandığı ve şişelendiği birçok bodega, şarap evlerinden bazılarında durmadan tamamlanmış olmaz. Ve muhteşem Lello kütüphanesini, spiral merdiveni ile ziyaret etmek de, Harry Potter hayranı olmasanız bile, görülmesi gereken bir yerdir.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

21. Gün

lisbon, portugal

Varış: 07:00 - Kalkış: 15:00

Lizbon, konumu nedeniyle yedi tepe şehri olarak bilinir, şehir dik yamaçlara yayılmış ve Rio Tajo'yu gözler önüne serer. Romantik ve kozmopolit olan bu şehir, her karışını keşfetmek isteyen ziyaretçilere tipik kırmızı çatılarını sunar. Lizbon, doğal güzelliği ve rahat atmosferiyle şaşırtır. Portekiz'in başkenti, birçok müze, kütüphane, büyük bir liman, kiliseler ve saraylar ve Rio Tajo'nun muhteşem manzaralarını sunar. Lizbon, fakir ve kaotik bir şehir olarak kabul edildi. Şu anda, Brezilya'dan Hindistan'a uzanan o büyük imparatorluğun bir parçası olduğu XIV ve XV. yüzyılların tarzında bir canlanma yaşamıştır. Bunun nedeni, 1998'de düzenlenen Dünya Expo'su, Tagus üzerine yeni bir köprü inşa edilmiş ve şehrin metro ağı yeniden düzenlenmiştir. Şehrin canlanması, 2004'te Euro'da birkaç maçın ev sahipliği yapması ve 2005'te Delivery Music Awards'ın (MTV) orada düzenlenmesiyle devam etti. En güzel binalarının birçoğu XIV ve XV. yüzyıllardan kalma olup, özellikle Belem bölgesinde bulunmaktadır. XVIII. yüzyıldan kalma birçok bina da vardır, bunlar genellikle merkezi Lizbon'un Baixa bölgesinde bulunur ve 1755'te şehri vuran yıkıcı bir depremden sonra neredeyse tamamen yeniden inşa edilmiştir. Şehrin tarihi merkezi, Las Siete Colinas üzerinde durur, dik sokaklar ve resimli sokaklar sunar. Şehrin batı tarafında, Lizbon'un akciğeri olan ve 10 km alanı ve Avrupa'nın en büyüklerinden biri olan Monsanto Orman Parkı bulunmaktadır. Başkentin görkemli limanı, genellikle birkaç gemi için kullanılan 3 iskeleye sahiptir ve şu anda Avrupa Atlantik kıyısının en işlek limanıdır. Lizbon, yüzyılların tarihine sahip bir şehir ve hırslı bir tutuma sahip, tarihi modernle, gelenekseli keskinle evlendiriyor. Eski mahallelerden geçerken, geleneksel Fado'nun kasabanın küçük restoranlarında söylendiğini ve çalındığını duyabilirsiniz. Tepenin üstündeki Bairro Alto bölgesinde, onlarca restoran ve bar, dar sokakları doldurur, jazz, reggae, elektronika havayı doldurur ve eğlenceliler şafak vaktine kadar parti yapar. Şehir genelinde dağılmış gece kulüpleri, nehir kenarındaki iskelelerde veya 18. yüzyıldan kalma malikanelerde saklanmış eski mekanları iyi kullanır. Lizbon, kozmopolit ve canlı bir şehir olarak dünyaya sunulur, her zevke uygun alternatifler sunar, özellikle yaz aylarında birçok bar, teras ve restoran insanlarla doludur.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

22. Gün

seville, spain

Varış: 12:00 - Kalkış: 20:00

Seville'nin özel bir rengi var, bu coşkulu şehir limon, erik ve portakal renklerinde büyüleyici geleneksel mimariyle dolu. Guadalquivir Nehri, Seville'den yaklaşık olarak kuzey-güney yönünde geçer. Şehrin çoğu, Barrio de Santa Cruz'un eski bölgesi de dahil olmak üzere, doğu kıyısında yer alırken, Barrio de Triana batı kıyısında bulunur. Gece yarısı, doğaçlama şarkılar, alkışlar ve gitar çalmalar barları ve sokakları doldurur. Gündüz, şehrin mirasının çeşitliliği ortaya çıkar. Romalılar, Mağribiler, Katolik İspanyollar ve şimdi, turist orduları, hepsi Seville'yi kendilerine ait olarak ilan etmeye çalıştılar. Aslında, Seville yeni gelenlerin hayal gücünü kıvılcımlandırmakta hiç başarısız olmadı. Sokaktan, katedral etkileyici görünmüyor; boyutlarının bir hissini almak için içine girmeniz gerekiyor. Büyük sütunlar tonozlu çatıyı destekler ve hazine zenginliği inanılmaz derecede muhteşemdir. Şehrin bir diğer önemli görüntüsü La Giralda'dır, bu Almohad camisinin minaresiydi. Tepeden, çatının dikenli sivri kuleleri ve payandaları üzerinden şehrin harika bir manzarası var. Şehrin sembolü olan La Torre del Oro, orijinal olarak altın fayanslarla kaplı, 1220 yılından beri her zaman olduğu gibi şehrin üzerinde gözetleme yapar. Gece Seville harikadır, her şey hipnotize edebilecek mistik bir hava alır ve onu nasıl yaşayacağınızı bilirseniz, büyüsüne kapılacaksınız.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

23. Gün

malaga, spain

Varış: 08:00 - Kalkış: 20:00

Picasso'nun memleketi Malaga'da sanat her tuğladan çıkar. İspanya ve Avrupa'nın en eski şehirlerinden biri olarak kabul edilen bu kozmopolit liman, neşeli ve moderndir, ancak büyük tarihi geçmişine bağlıdır. Palmiye saçaklı Paseo el Parque, sizi müstahkem duvarları kokulu bahçeleri ve arkeoloji müzesini gizleyen bir Mağribi sarayı olan Alcazaba'ya götürecektir. Gibralfaro kalesi, şehrin muhteşem manzarasına sahip yakındaki bir tepeyi taçlandırır. Ayrıca görülmeye değer Picasso Müzesi, etkileyici bir sanatsal mirasa sahip olmasının yanı sıra eğitim faaliyetleri ve kültürel etkinlikler sunmaktadır. Malaga iyi bir gece ziyaretini hak ediyor: limanda iyi bir yürüyüşü kaçırmayın ve şehri Gibralfaro Dağı'ndan izleyen aydınlatılmış Alcazaba'nın tadını çıkarın.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

24. Gün

cartagena, spain

Varış: 10:00 - Kalkış: 18:00

Cartagena, Murcia bölgesinin ana limanıdır. Cartagena, bir zamanlar İber Yarımadası'nı fetheden büyük Akdeniz imparatorluklarının çoğunun yaşadığı, neredeyse üç bin yıllık İspanyol Tarihini özetleyen sanatsal bir mirasa yoğunlaşıyor. Cartagena, denizin cazibesi ve bir liman kentinin tipik gürültüsünün yanı sıra birçok arkeolojik alan ve olağanüstü tarihi yapılara sahip, anıtlarla dolu bir şehirdir. Medeniyetlerin birleştiği stratejik limanın yanı sıra yerel madencilik endüstrisinin yükselişi, Mérida'dakinden sonra İber Yarımadası'nın en büyük ikinci tiyatrosu olan Roma Tiyatrosu gibi bir dizi simge yapıyla birlikte benzersiz bir sanatsal mirasla ortaya çıkıyor. 20. yüzyılın başlarından kalma burjuvazinin bir sonucu olarak, bol miktarda Fenike, Roma, Bizans ve Mağribi kalıntıları ve çok sayıda Art Nouveau binası. Cartagena artık Akdeniz'de büyük bir yolcu gemisi varış noktası ve yeni ortaya çıkan bir kültürel odak noktası olarak kurulmuştur.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

25. Gün

palma de mallorca, spain

Varış: 09:00 - Kalkış: 18:00

Palma de Mallorca, adadaki tek gerçek şehirdir. İspanya'nın doğu kıyısındaki Balear Adaları'ndan biri olan Mallorca adasında bir şehir. Şehir, giderek kozmopolit havası, avangard galerileri ve müzeleri, gelişen kültürel sahnesi ve giderek artan sayıda şık butiği sayesinde, adanın sahil beldelerinin çoğuna giden turistler için bir durak olmaktan ziyade, kendi başına bir destinasyon haline geldi. barlar, kulüpler ve restoranlar. Palma de Mallorca ziyaret etmek için harika bir yerdir. Şehir, hepsi birbiriyle kaynaşmış birçok farklı stile sahip olduğu için zengin bir mimari çeşitliliğe sahiptir. Arapların ve Yahudilerin kalıntıları, kiliselerinin, manastırlarının ve görkemli evlerinin Gotik, Rönesans ve Barok mimarisinin yanı sıra kültürel ilgi alanlarının eksiksiz altyapısı, Palma'yı eşsiz bir kültürel destinasyon haline getirmektedir. Dar sokaklarda yürüme, iç avlulara iyi bakma ve Gaudi ve öğrencilerinin izlerini bıraktığı farklı binaların yüksekliklerindeki büyük mimariyi görmek için başınızı kaldırma fırsatını kaçırmayın. Şehrin mirası, yüzyıllar boyunca adadan geçen halkların ve kültürlerin sadık bir yansımasıdır. Kozmopolit ve çok yönlü olan Balear Adaları'nın başkentinde herkes için bir şeyler var.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

26. Gün

barcelona, spain

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Barcelona, kuzeydoğu İspanya kıyısında bir şehirdir. Otonom Katalonya topluluğunun başkenti ve en büyük şehri olup aynı zamanda İspanya'nın ikinci en kalabalık belediyesidir. Şehir sınırları içinde 1.6 milyon nüfusuyla, kentsel alanı Barcelona Eyaleti'ndeki birçok komşu belediyeye uzanır ve yaklaşık 4.8 milyon kişiye ev sahipliği yapar, bu da onu Paris, Ruhr bölgesi, Madrid ve Milano'nun ardından Avrupa Birliği'nin beşinci en kalabalık kentsel alanı yapar. Akdeniz'deki en büyük metropollerden biri olan Barcelona, Llobregat ve Besòs nehirlerinin ağızları arasında, batıda Serra de Collserola dağ silsilesi tarafından sınırlanmış bir kıyı şehridir. Bu dağ silsilesinin en yüksek zirvesi 512 metre (1,680 feet) yüksekliktedir.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

27. Gün

provence(marseille), france

Varış: 07:00 - Kalkış: 16:00

Marsilya, Fransa'nın ikinci büyük şehri, en büyük Akdeniz limanı ve Provence-Alpes-Côte d'Azur bölgesinin ekonomik merkezidir. Marsilya, sarp kireçtaşı tepeler ve geniş bir koy arasına sıkışmış güzel bir konumda bulunur ve her zaman hoş olmayan bir tarihle zengindir. Marsilya, yılda 300 gün güneşli olduğu için popüler bir tatil destinasyonudur. Bugün Marsilya hala karmaşık geçmişinin izlerini taşıyor, bu antik şehir bugün çok aktif ve çekici. Ziyaretçileri, eski semtlerinde, le Vieux Port çevresinde, antik kalıntıların bulunduğu bahçelerde, Longchamp Sarayı'nın bahçelerinde ve tabii ki tüm şehri gözler önüne seren Notre-Dame-de-la-Garde Katedrali'nin esplanadında dolaşmaya teşvik eden güçlü bir cazibesi vardır. Marsilya atmosferik ve büyüleyici ve gerçekten görülmesi gereken bir yerdir.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

28. Gün

cinque terre (la spezia), italy

Varış: 09:00 - Kalkış: 21:00

Cinque Terre (İtalyan telaffuzu: [ˈtʃiŋkwe ˈtɛrre]; Ligurya: Çinque Tære, anlamı "Beş Toprak") İtalyan Rivierası'nda sert bir kıyı bölgesidir. İtalya'nın Ligurya bölgesinde, La Spezia şehrinin batısında yer alır ve beş köyü kapsar: Monterosso al Mare, Vernazza, Corniglia, Manarola ve Riomaggiore. Kıyı şeridi, beş köy ve çevresindeki tepeler, hepsi Cinque Terre Ulusal Parkı'nın bir parçasıdır ve UNESCO Dünya Mirası Alanıdır. Yüzyıllar boyunca, insanlar denizi gören uçurumlara kadar sert, dik arazide dikkatlice teraslar inşa etmişlerdir. Büyüsünün bir parçası, görünür kurumsal gelişmenin olmamasıdır. Yollar, trenler ve botlar köyleri birbirine bağlar ve arabalar dışarıdan onlara ulaşamaz. Cinque Terre bölgesi çok popüler bir turistik destinasyondur. Cinque Terre'nin köyleri, 25 Ekim 2011'de sel ve heyelanlara neden olan şiddetli yağışlardan ciddi şekilde etkilendi. Sellerde dokuz kişinin öldüğü doğrulandı ve köylere, özellikle Vernazza ve Monterosso al Mare'ye, geniş çapta zarar verildi.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

29. Gün

ajaccio, corsica

Varış: 10:00 - Kalkış: 18:00

Korsika, Akdeniz'de bir adadır ve politik olarak Fransa'nın 18 bölgesinden biridir. Fransız anakarasının güneydoğusunda, İtalyan Yarımadası'nın batısında ve kendisine en yakın kara kütlesi olan İtalya'nın Sardunya adasının hemen kuzeyinde yer alır. Adanın üçte ikisini tek bir dağ zinciri oluşturuyor. Bölgenin başkenti Ajaccio'dur.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

30. Gün

cagliari, sardinia, italy

Varış: 11:30 - Kalkış: 19:30

Cagliari saf Akdeniz özüdür ve lezzetli mutfağının her köşesinde, her lokmasında bunu ifade eder. Sardunya'nın başkenti adanın güney kesiminde yer alır ve politik, ekonomik ve kültürel merkezdir. Amfitiyatro ve Cagliari'nin paha biçilmez tarihi mirasının birçok tanıklığı gibi çok değerli Roma kalıntılarına sahiptir. Şehrin üst kısmında yer alan ve surlarla çevrili eski şehri şekillendiren dar sokaklarda kaybolabileceğiniz yürüyerek dolaşmak kolay bir şehir. Şehrin yaşayan kalbi ve hafızası Castello bölgesinde dolaşan ziyaretçiler, bitişik müzesi, Kraliyet Sarayı ve sayısız kilisesi ile Katedral ile karşılaşacaklar. Güzel bir merdiven St. Remy burcuna çıkar. Otelin terasından şehrin 360 derecelik manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Şehirde mükemmel bir plaj olan Spiaggia Poetto, bronzlaşmak, yüzmek ve rahatlamak için mükemmel olan 8 km uzunluğunda tam donanımlı bir plaj var. Ve yakında kulüpler, kokteyl barları ve restoranlar ile gece hayatının sıcak noktası haline gelir. Cagliari kesinlikle Sardunya ve İtalya'nın en ilginçlerinden biri olan en iyi turistik yerlerden biridir.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

31. Gün

sicily (palermo),italy

Varış: 10:30 - Kalkış: 19:00

Palermo'da yaşam yoğundur. İnsanlar ve binalar, her müsait alana sıkıştırılmıştır ve kaotik pazarlar dar kaldırımları geçilmez hale getirir. Lüks bahçeler, fakir dar sokaklar boyunca var olur ve kuruyan çamaşırlar, bir halk festivalinin neşeli bayraklarını andırır. Via Roma boyunca yürüyün, meydanları ve coşkulu katedrali hayranlıkla izleyin. Palazzo dei Normani, olağanüstü bir stil karışımıdır, Bizans mozaikleri şehrin Altın Çağı'nı hatırlatır. San Giovanni degli Eremiti Kilisesi'nin kalıntıları köşede durur, pembe kubbeleri egzotik bir manastır bahçesini korur. Sicilya Ulusal Galerisi, Palazzo Abatellis'te bulunur ve muhteşem bir resim ve heykel koleksiyonuna sahiptir. Sabahları, devasa açık hava Capo pazarını kaçırmayın. Palermo'nun gece hayatının çoğu Mondello'nun plaj bölgesinde gerçekleşir. Orada genç İtalyanların kalabalığına katılabilir, deniz kenarındaki mutfak tezgahlarından balık örnekleyebilir ve dondurma yiyebilirsiniz.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

32. Gün

naples

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Napoli, Campania'nın bölgesel başkenti ve Roma ve Milano'dan sonra İtalya'nın üçüncü büyük şehridir ve 2017 yılı itibariyle şehrin idari sınırları içerisinde 967.069 nüfusuyla İtalya'nın eyalet düzeyindeki belediyesi, İtalya'nın en kalabalık üçüncü metropol şehridir. 3.115.320 kişilik bir nüfusa sahip olan ve metropolitan alanı (Napoli Metropolitan Şehri'nin sınırlarının ötesine uzanan), İtalya'nın en kalabalık ikinci metropol bölgesi ve Avrupa Birliği'nin 7. en kalabalık kentsel bölgesidir. İlk olarak MÖ 1. binyılda Yunanlılar tarafından yerleşilen Napoli, dünyanın en eski sürekli yerleşim alanlarından biridir. MÖ dokuzuncu yüzyılda, Megaride Adası'nda Parthenope veya Παρθενόπη olarak bilinen bir koloni kuruldu. MÖ 6. yüzyılda Neápolis olarak yeniden kuruldu. Şehir, Magna Graecia'nın önemli bir parçasıydı, Yunan ve Roma toplumunun birleşmesinde önemli bir rol oynadı ve Romalılar döneminde önemli bir kültür merkeziydi. Napoli Dükalığı'nın (661–1139), ardından Napoli Krallığı'nın (1282–1816) ve son olarak 1861'de İtalya'nın birleşmesine kadar İki Sicilya'nın başkenti olarak hizmet vermiştir. Napoli aynı zamanda İtalya'nın başkenti olarak kabul edilir. Caravaggio'nun 17. yüzyıldaki kariyeri ve ilham verdiği sanatsal devrimle başlayan Barok. Yoksulluk ve fırsat eksikliği nedeniyle İtalyan dalgaları, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Napoli'den göç etti ve çoğu sanayi şehirlerine yerleştikleri Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. 1925 ve 1936 arasında Napoli, Benito Mussolini hükümeti tarafından genişletildi ve yükseltildi. İkinci Dünya Savaşı'nın sonraki yıllarında, yarımadayı işgal eden Müttefik bombardımanından ağır hasar gördü. Şehir, 1945 sonrası kapsamlı yeniden yapılanma çalışmaları aldı. 20. yüzyılın sonlarından bu yana, Napoli, Centro Direzionale ticaret bölgesinin inşası ve Roma ve Salerno'ya Alta Velocità yüksek hızlı demiryolu bağlantısını ve genişletilmiş bir metro ağını içeren gelişmiş bir ulaşım ağının yardımıyla önemli bir ekonomik büyüme kaydetti. Napoli, Milano ve Roma'dan sonra İtalya'nın üçüncü en büyük kentsel ekonomisidir. Napoli Limanı, Avrupa'nın en önemli limanlarından biridir. Ticari faaliyetlerin yanı sıra, Kuzey Afrika, Sahel ve Orta Doğu’yu denetleyen NATO kuruluşu olan Napoli Müttefik Kuvvet Komutanlığı’na da ev sahipliği yapıyor. Napoli'nin tarihi şehir merkezi, Avrupa'nın en büyüğüdür ve UNESCO Dünya Mirası Listesi olarak belirlenmiştir. Caserta Sarayı ve Pompeii ve Herculaneum Roma kalıntıları dahil olmak üzere çok çeşitli kültürel ve tarihsel açıdan önemli yerler yakınlardadır. Napoli, Posillipo, Phlegraean Fields, Nisida ve Vesuvius gibi doğal güzellikleriyle de tanınır. Napoliten mutfağı, şehir kökenli pizzanın yanı sıra diğer birçok yerel yemekle ilişkilendirilmesiyle ünlüdür. Napoli'nin restoranları, herhangi bir İtalyan kentinin Michelin Rehberi'nden en çok yıldızı kazanmıştır. Napoli'nin en tanınmış spor takımı, Fuorigrotta semtinde, şehrin güneybatısındaki San Paolo Stadyumu'nda futbol oynayan iki kez İtalyan şampiyonu olan Serie A kulübü SSC Napoli'dir.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

33. Gün

Civitavecchia (Rome), italy

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Modern ve eski, geçmiş ve şimdiki zaman sürekli yan yana gider. Roma'da 3 gün, 3 hafta veya 3 ay olun, dünyanın en büyük açık hava müzesine adım atmaya hazır olun. Roma sizi baştan çıkaracak ve sizi neredeyse ilgisiz bırakmayacak. Sizi şaşırtacak, çünkü her ziyaretçiye çok şey sunuyor ve güzelliği sadece zamanın geçmesiyle hafifçe bulanıklaştı. Roma, dünyanın en fotogenik şehirlerinden biridir - Vatikan, Trevi Çeşmesi, Aziz Petrus Meydanı, İspanyol Merdivenleri, Kolezyum'un burada olmasına şaşırmamalı... İster zamanınızı gezip dolaşarak, ister kafelerde oturup dünyanın geçişini izleyerek geçirin, sıra sizin kendi Roman Tatilinizde yer almanızda olacak. Bir hafta kadar kalabiliyorsanız, yapacak şeyleriniz tükenmez ve hala çok erken ayrılıyormuşsunuz gibi hissedersiniz.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

34. Gün

naples/capri, italy

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Capri, Napoli Körfezi'nde ana karadan 5 km uzaklıkta yer alan, güzel ve resim gibi bir kaçış noktasıdır. İmparatorların günlerinden beri kutlanan bir güzellik noktası ve sahil kasabasıdır. Sunabileceği şeyler ve kırsal cazibesi, yavaş yaşam temposu ve unutulmaz manzaraları nedeniyle çok popüler bir destinasyondur. Capri, sürekli güneş ışığına sahip olup, hak ettiği üne sahip bir Aden Bahçesi olarak anılır. Capri kasabası, adadaki ana yerleşim yeridir ve Marina Grande'deki iskeleden çalışan bir finiküler demiryolu ile ulaşılabilir. Kasabanın ana meydanı olan Piazza Umberto, birkaç dükkan, kafe ve restoranın bulunduğu ve finiküler demiryolunun sonlandığı yoğun bir merkezi alandır. Meydanı çevreleyen yerler arasında ''Torre dell'Orologio'' yani Saat Kulesi ve adanın ana kilisesi San Stefano bulunmaktadır. Anacapri, adanın ikinci en büyük yerleşim yeridir ve Capri kasabasının birkaç mil batısında yer alır. Anacapri, ziyaretçilere birçok sanat ve el sanatları dükkanı sunar ve ayrıca Mount Solaro'nun zirvesine bir sandalye asansörü ile gezi yapma şansı sunar.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

35. Gün

messina, italy

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Messina, Sicilya'nın kuzeydoğusunda, İtalya'da bulunmaktadır. Messina Boğazı'nı geçerek anakara olan Calabria bölgesine sadece 5 km mesafededir. Sicilya adasının 3. büyük şehridir. Kara ve deniz üzerinde yapılan geziler, her köşesini ve açısını keşfetmek için zengin plajları ve minik koyları olan Eolian Adaları'na izin verir. Aktif volkan olan Mt. Etna, manzarayı domine eder ve siyah, katılaşmış lav akıntılarının izlerini kesen bir bitki örtüsünü ortaya çıkar. Mağaralar ve farklı ortamlar yamaçları boyunca değişir; zirveye ulaşmak için onları geçin, burada büyük bir "ateş ağzı" sizi bekliyor. Kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri Salina adasındaki Pollara Plajı'dır; Pollara, Salina'yı oluşturan altı volkanın oluşturduğu bir kraterin sonucudur, yaklaşık 13.000 yıl önce. Antik Tiyatro, Yunan-Roma döneminin en büyüklerinden biri, egzotik kokularıyla havayı dolduran zeytin, portakal ve badem bahçelerinin genişliğine gömülüdür.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

36. Gün

valletta, malta

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

Malta'nın minik başkenti olan şehir, 1 km kareden daha küçük bir alanı kaplar ve ziyaretçilere çok şey sunar. Valletta, 7.000 yıllık tarihine sayesinde dünyanın en yoğun tarihi bölgelerinden biri olarak tanımlanmıştır. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Valletta Şehri 1980 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanı olarak resmi olarak tanındı. 16. ve 17. yüzyıllarda St John şövalyeleri tarafından askeri ve stratejik nedenlerle inşa edilen Valletta, daha sonra barok dekoratif sanatın güzel bir örneği haline getirildi - özellikle şehrin kalbindeki St John's Co-Katedrali'nin muhteşem iç mekanları. Gölge dolu atmosferik ara sokaklar büyük meydanları birbirine bağlar ve görkemli palazzolar barlar ve dükkanların yanında yer alır. Son zamanlarda, şehir, ana Şehir Kapısı'nın yenilenmesi ve yeni bir parlamento binası tasarımı, ayrıca bombalanmış Opera Evi'nin yenilenmesi gibi bazı büyük değişiklikler geçirdi. Valletta'nın doğal derin su limanı olan Grand Harbour, tüm Akdeniz'deki en büyük ve en etkileyici limandır ve binlerce yıl boyunca Malta'nın denizcilik faaliyetlerinin merkezi olmuştur. Bunun kanıtı, 250 yıl öncesine tarihlenen 19 tarihi depo ve St John Şövalyeleri ve Avrupa tüccarlarının mallarını boşalttığı tarihi Quay Duvarı'dır. Valletta Waterfront ayrıca Malta'nın başkenti olan şehre giriş kapısıdır. Aslında, en başarılı Akdeniz limanlarından biri olan Valletta Limanı, bu açık hava müzesine yarım milyondan fazla gemi yolcusu getiriyor. Son zamanlarda, su kenarı, dükkanlar, barlar ve restoranların çekici ve canlı bir girişi haline getirildi. Gece aydınlatıldığında özellikle romantiktir. Şehrin ılıman iklimi sayesinde, dış mekan etkinliklerinin tadını çıkarabileceğiniz tonlarca seçenek vardır. Dalıştan yelkenciliğe, bisikletten kaya tırmanışına kadar, macera dolu tatilcileri tatmin etmek için bir dizi farklı adrenalin patlaması seçeneği vardır. Sadece Valletta'nın gece boyunca hareketli olmasını beklemeyin, sakinliği büyük bir çekiciliğinin bir parçasıdır.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

37. Gün

crotone (calabria)

Varış: 09:00 - Kalkış: 19:00

38. Gün

corfu, greece

Varış: 08:00 - Kalkış: 18:00

Venedik kalesi, İngiliz sarayları ve Paris'teki Rue de Rivoli'de modellenen bir Fransız kordonu ile Korfu size hiç Yunan gelmeyebilir. İyon Adaları'nın en kalabalık ve kozmopolit olanı, yabancılar ve yabancı mimariyle doludur. Efsaneye göre, Korfu, deniz kazası geçiren Odysseia'nın sevimli Prenses Nausicaa ile tanıştığı adaydı. Bazı yerel halk, aynı zamanda Shakespeare'in The Tempest'ta yarattığı büyülü ada olduğunu iddia ediyor. Küçük ve şirin bir şehir olan Korfu Kasabası, adanın en büyük ve en önemli şehridir. Burası, havaalanının bulunduğu ve çoğu geminin gezindiği ve uzun mesafeli feribotların yanaştığı yerdir. Eski Kale kesinlikle Korfu'nun simge yapılarından biridir. Venedikliler tarafından 1546 yılında bir Bizans kalesinin bulunduğu yere inşa edilen kale, şehrin geri kalanından bir hendekle ayrılmıştır. Eski Kent, 16. yüzyıl kalesinin hakim olduğu dar sokaklardan oluşan bir labirenttir. Her köşe başında bir şapel, eski bir konak ya da gizli bir bahçe meydanı bulabilirsiniz. Eski Kale ile Eski Kent arasında, kemerleri ve kafeleriyle The Esplanade'nin Yunanistan'ın en güzel gezinti yeri olarak kabul edildiğini görüyoruz. Achillion Palace, şehir merkezinin 10 km güneyinde, pitoresk Gastouri köyünde ideal bir konuma sahiptir. 1890'dan 1898'deki ölümüne kadar İmparatoriçe Sissi'nin yazlık konutuydu. Bu güzel bina ve pitoresk bahçeleri, denize ve Korfu kasabasına bakmaktadır. Adanın kuzeybatı ucunda hareketli Sidari beldesi bulunur. Aslında uzun, geniş bir kumsalla birbirine bağlanan iki küçük sahil köyü. Kadınlar için 17. yüzyıldan kalma bir manastırın bulunduğu Kanoni yarımadası, Korfu'nun en bilinen yerlerinden biridir ve adadan çok sayıda kartpostalda bulunabilir. Kanoni adacığından tekneyle başka bir adaya, Fare Adası'na veya Pontikonisi'ye gitmek mümkündür. Korfu'nun mimarisi, bir zamanlar adayı işgal eden medeniyetlerden etkilenerek çok çeşitlidir. Kitle turizmi adanın bazı kısımlarını göze batacak hale getirdi ama adanın şaşırtıcı bir kısmı hala zeytinliklerden, dağlardan veya ormanlık alanlardan oluşuyor. Corfu Kasabası, iki kale arasında inşa edilmiş büyüleyici ve zarif bir kasabadır. Korfu, Yunanistan'ın en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilir ve dar sokaklarda ve ara sokaklarda dolaşırken, geniş meydanlarda yürürken, Bizans kiliselerini ve Venedik anıtlarını ziyaret ederken nedenini anlamak kolaydır. Ve elbette Korfu'nun da kendine has bir doğal güzelliği var; kasabayı çevreleyen yeşil-turkuaz su.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

39. Gün

kotor, montenegro

Varış: 08:00 - Kalkış: 18:00

Kotor, Karadağ'da bir sahil kasabasıdır. Kotor Körfezi'nin gizli bir bölgesinde yer almaktadır. Adriyatik Denizi'nin en girintili ve çıkıntılı kısımlarından biri olan Kotor Körfezi'nde (Boka Kotorska) bulunmaktadır. Orjen ve Lovćen'in neredeyse dik olan kireçtaşı kayalıkları ile birlikte, Kotor ve çevresi etkileyici ve resim gibi bir Akdeniz manzarası oluşturur. Kotor, Doğal ve Kültür-Tarihi Kotor Bölgesi olarak adlandırılan Dünya Mirası Alanı'nın bir parçasıdır. ANA TURİSTİK ATRAKSİYONLAR • Eski Kent. Eski Kent, Kotor'un en ünlü bölgesidir, burada Kotor tarihi, kültürü ve gelenekleri korunmaktadır. Dar sokaklar, meydanlar ve pazarlarla tamamlanmıştır. Ana ve en büyük meydan Trg od oruzja (Silahlar Meydanı) 'dır. Kotor'un eski kenti bugün Akdeniz'deki en iyi korunmuş ortaçağ kentsel varlığı olarak kabul edilmektedir. • Denizcilik Müzesi. Uzun zaman önce geçmiş olan denizcilik günleri ve yıllar, ünlü Kotor denizcilerinin, sanatçıların, gemi yapımcılarının, zanaatkarların, devlet adamlarının ve batı ile doğu arasındaki aracıların başarıları, barok Grgurin sarayında bulunan Denizcilik Müzesi'nde saklanmaktadır. • Gospa od Skrpjela Adası. Gospa od Skrpjela Adası, Kotor Körfezi'ndeki iki muhteşem adadan biridir ve Perast'ın karşısında körfezde yer almaktadır. Bu ada aynı zamanda "ölü kaptanların adası" olarak da adlandırılır. Gospa od Skrpjela Adası, Perast ve Kotor'dan gelen denizcilerin büyük yelkenli gemilerle getirdiği büyük kayalarla yapay bir ada oluşturmuştur.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

40. Gün

dubrovnik, croatia

Varış: 07:00 - Kalkış: 17:00

George Bernard Shaw, Dubrovnik’u “Adriyatik’in incisi, dünya üzerindeki bir cennet” olarak nitelendirdi ve gerçekten de göreceğiniz en güzel şehirlerden biri olabilir. Büyük ölçüde Venedikliler tarafından inşa edilmiş ve uzun süre boyunca yaşanmış olan Dubrovnik, asil bir cazibeye ve çarpıcı bir mimari birliğe sahiptir ve her yaz binlerce ziyaretçiyi çeker. 7. yüzyılda kurulan Dubrovnik, adını aldığı büyük bir meşe ağacı ormanının ortasında yer alıyordu. Eski şehir duvarlarının üzerinde bir yürüyüş yapın ve eski şehrin ve çevresindeki sahilin manzaralarını görün. Batı kapısından eski şehirden çıkmadan hemen önce, sağa dönün ve Franciscan Manastırı ve huzurlu avluları ziyaret edin. Girişin hemen içinde, 1371 yılında kurulan en eski Avrupa eczanesi bulunmaktadır. Eski şehrin kuzey köşesinde, Titian'ın bir poliptiği olan Dominikan Manastırı ve Müzesi bulunmaktadır. Etkileyici Meryem Ana'nın Göğe Yükselişi Katedrali, Poljana Marin Držić'in merkezinde yer alır ve hazine bölümü ziyaret edilebilir; Raphael'in eserini arayın. Dubrovnik'un sıcak, kristal berrak suları var; sadece uzaktan hayran olmayın ve bir dalış yapın. Cesur olanlar, kayaların etrafında dalabilir ve güneşlenebilir veya şehir duvarlarının etrafında yüzerek diğerlerinin yukarıdan bakmasını sağlayabilir. Dubrovnik'un etkileyici surları erken sabah ışığında parlar, ancak erken öğleden sonra, denizin berrak mavi suları sizi şehirden ve turist kalabalığından uzaklaştırır. Eğer kalabalığa dayanabilirseniz, siz de bir cennet parçası bulabilirsiniz.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

41. Gün

zadar, croatia

Varış: 10:00 - Kalkış: 19:00

Zadar, Hırvatistan'da Adriyatik Denizi kıyısında bir şehirdir. Hırvatistan'ın beşinci büyük şehridir ve modern Hırvatistan'ın Zadar ilçesinin ve daha geniş kuzey Dalmaçya bölgesinin merkezidir. Zadar, dar Zadar Boğazı ile ayrıldığı Ugljan ve Pašman adalarının karşısında yer almaktadır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tüm yıkımlarına rağmen Zadar, her adımda görünür olan, dünya çapında öneme sahip zengin bir mirası korumuştur. 1. yüzyıldan kalma Roma Forumu, yerel halkın dolaşmak, harabeler arasında oturmak ve güzel bir yaz gününün tadını çıkarmak için ortak bir yerdir. 9. yüzyıldan kalma St. Donatus Kilisesi, dünyanın en iyi korunmuş Romanesk öncesi yapılarından biridir ve şehrin alameti farikasıdır. 12. yüzyıldan kalma, yeniden inşa edilen Romanesk St. Grisigono Kilisesi, farklı anıtların bir araya gelmesinin en dikkat çekici örneklerinden biridir. Kilise daha eski bir kilisenin kalıntıları üzerine inşa edilmiş ve 2. Dünya Savaşında bombalandıktan sonra sırtındaki yıkılmış bir Benedictine manastırı ile birlikte yeniden inşa edilmiştir. 13. yüzyıldan kalma Romanesk St. Anastasia Katedrali çok etkileyici. Kuleye tırmanılabilir; tepesinden Zadar şehrinin ve komşu adaların güzel bir manzarasına sahipsiniz. Deniz Orgu, hem yerli halk hem de turistler için bir favoridir. Zadar'ın Riva'sındaki bu insan yapımı org, müzikal bir ses ortamı yaratmak için dalgaların ve 35 borunun hareketiyle çalışıyor. Deniz Orgu, yakındaki Güneşe Selam'ı da yaratan Hırvat mimar Nikola Bašić'in eseridir. Şehir, sanatçıları ve galerileriyle tanınır. Ara sokaklarda yaklaşık bir düzine büyük galeri ve birçok küçük mağaza var. Yerel halk ve hatta satın alma tutkusu olan bazı turistler için günlük lüks alışveriş için ana bir caddeye sahiptir. Adı Spire Brusine ve eski şehrin ortasından geçiyor. Zadar'ın gün batımları da efsanevidir, bu da onu genç ve yaşlı romantikler için gevşemek için mükemmel bir yer yapar.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

42. Gün

koper, slovenia

Varış: 09:00 - Kalkış: 18:00

43. Gün

venice, italy

Varış: 07:00

Belki de hiçbir şehir, kazıklar üzerine kurulu, bir lagün üzerinde duran bir labirent olan Venedik kadar muhteşem değildir. Venedik, Avrupa'nın çizim odası olarak adlandırılmıştır ve gerçekten de yüzyıllar boyunca şehir, fikirler ve idealistler için bir sığınak, Bizans ve Roma dünyalarının kesişme noktası olmuştur. Bugün Venedik, farklı bir çizim odasıdır. Zengin ziyaretçiler, akordeoncuların serenadları eşliğinde Bizans saraylarına bakmak için gondollara tırmanır ve sanatseverler, Rönesans başyapıtlarına bir göz atmak için parmak uçlarında dururlar. Hiçbir anıt, şehrin kendisi kadar unutulmaz değildir, bu yüzden büyük turistik yerleri sadece dolaşmak için bir bahane olarak kullanın. Venedik, Piazza San Marco etrafında döner. Mozaikle kaplı Basilica di San Marco'nun en iyi özelliği, parıldayan altın Bizans kabartması olan Pala D’Oro'dur. San Marco'nun solunda bulunan Torre dell’Orologio, güzel süslemeli bir saat kulesidir. Kültür meraklıları için en iyi Venedik resimlerini görmek üzere Accademia'yı kontrol edin. Bazıları turistik Venedik'in gerçekten de Venedik olduğunu söylüyor, ancak başka Venedik'ler de var. Onları bulmak için, büyük turistik yerlerden uzaklaşıp daha sessiz dış mahallelere doğru dolaşın, hayal kırıklığına uğramayacaksınız, bu taş ve renk labirenti her tuğladan büyüleyici bir atmosfer yayıyor.

Daha fazla bilgi edinin

Daha az bilgi

Bilmen gereken:

Seyahatname

Bağlantı noktalarının sırası kalkış tarihine bağlı olarak değişebilir.
Tam kalkış ve varış saatleri için seyahat programınızı kontrol edin. Saatler limanın yerel saatine karşılık gelir. Güzergahlar önceden haber verilmeksizin herhangi bir zamanda değiştirilebilir.

Biniş ve iniş

Güvenlik nedeniyle, tüm yolcuların kalkıştan 2 saat önce gemiye binmesi gerekmektedir.
Karaya çıkmak genellikle gemi yolculuğunun son gününde yanaştıktan 2 saat sonra başlar.